Teorileri ve uygulamalarıyla, 20. yüzyılda etkin rol oynayan önemli bir kuramcı ve aynı zamanda ressam olan Rus sanatçı Vasiliy Wassilyevich Kandinskiy…

Kandinskiy, 1866 yılında Moskova’da varlıklı ve kültürlü bir ailenin oğlu olarak doğar. Çay tüccarı olan ailesi, o henüz 5 yaşındayken boşanır. Odessa’da teyzesinin yanında yaşamaya başlayan Kandinskiy burada özel bir ortaokulda okur. Lise yıllarında bir yandan piyano ve viyolonsel çalmaya devam ederken, diğer yandan özel bir öğretmenden çizim dersleri almıştır.

Her ne kadar “Çizim yapmanın ve daha sonra da resim yapmanın beni gerçekliğin dışına çıkardığını hatırlıyorum” diye yazsa da ailesinin isteği üzerine 1886 yılında Moskova’da hukuk fakültesine girer. Hukuk öğrencisiyken Monet’nin “Saman Yığınları” serisini bir sergide gören Kandinskiy bu sergiden oldukça etkilenir ve serinin tüm ayrıntılarını hafızasına kazır. 30 yaşına geldiğinde, hukuk çalışmalarını bir kenara bırakıp sanat eserlerinin reprodüksiyonlarının yapıldığı bir mağazada müdürlük yapmaya başlar.

Resim konusunda daha çok ilerlemek isteyen Kandinskiy, ressamlık kariyerine başlamak üzere Münih’e yerleşir. Münih Sanat Akademisi'ne geçmeden, prestijli bir özel boyama okuluna kabul edilir. Kandinskiy’nin okuldaki çalışmaları çok kendine has olmuştur. Geleneksel temalar ve sanat formları ile başlamış, ancak müzik ve renk arasında manevi çalışmalar türeterek, bilgili teoriler oluşturmuştur. Bu teoriler 20. Yüzyılın ilk on yıllık diliminde, soyut sanatın babası olarak anılmasına neden olmuştur…